Vildana Huremović Mektubu
SREBRENİTSA’YI HATIRLAMAK
25. YIL DÖNÜMÜ – BOSNA’DAN MEKTUPLAR
Değerli Arkadaşım,Tuzla’da savaş öncesi hayat çok güzeldi. Tuzla, Bosna-Hersek’teki birkaç büyük şehirden biridir ve üç büyük milletin hepsi de on yıllardır burada barış içinde yaşamıştır.
80’lerin sonu, 90’ların başında liseyi bitirdim ve tek düşünebildiğim hangi üniversiteye gideceğimdi. Babamın dileği, gerçekten istemediğim bir şey olan bir öğretmen olmamdı. Çocukluğumdan beri hayalim mühendis olmaktı. Ve bu dilek kısa sürede gerçek oldu. Eğitimime Tuzla Üniversitesi Teknoloji Bölümü’nde başladım.
Onca saat öğrenim ve dört yıllık eğitimden sonra nihayet bir teknoloji mühendisi olarak mezun oldum. Ancak hayat beni hiçbir zaman mühendisliğe yöneltmedi, bunun yerine babamın dileği gerçekleşti ve lise öğretmeni olarak çalışmaya, teknoloji ile ilgili konularda ders vermeye başladım. Bunca yıldan sonra bugün bile öğretmen olarak çalışıyorum. Bundan gerçekten çok mutluyum ve babamın dileğini gerçekleştirmiş olmamla mutluluğum artıyor.
25 Mayıs 1995 – Güzel ve güneşli bir gün doğdu. Hepimiz için çok özel bir gün – Gençlik Günü (Dan Mladosti). Bütün günü odamda geçirdim, ertesi gün girmem gereken sınava kendimi hazırladım. O gece ikiz kardeşim ve arkadaşlarımızla dışarı çıkmak, biraz rahatlamak ve bütün gün ders çalışmaktan biraz dinlenmek için anlaştık. #
Gençlerin çok rağbet ettiği ‘Kod kapije’ (Kapı önü) adlı bir yere geldik. Akşam 8’e doğru bir ara uzaktan patlama sesleri duyduk. Hiç içim rahat değildi ama yine de Kapija kafede oturup kahve içtik. Yarım saat sonra patlamalar daha sık olmaya başladı. Onları kalkıp eve gitmeye ikna etmekte ısrarcıydım. 8.45’te ayrıldık. Kardeşim ve arkadaşlarımız küçük bir sokaktan ‘Play off’ kafeye doğru ayrıldılar ve ben de ‘Varteks’ adında küçük bir süpermarketin bulunduğu yan sokağa girdim. O iki sokağın sonunda buluşacaktık.
Aynı anda, yollarımızı ayırıp sokaklara çıktığımızda artık bir şeyler duyabiliyordum. Hiçbir şey hissetmiyordum, sadece büyük parıltı ve boşluk.. ‘Kapıya’ bir el bombası düştü. O zamanlar duyduğum çığlıkları bugün bile hatırlıyorum. Ayağa kalktım ve tökezleyerek yakındaki belediye binasına doğru yürümeye başladım. Yaralıları ve ölüleri götürdükleri yer orasıydı. Kardeşimin hayatından endişe ettim.
Kendimi çok yorgun hissediyordum ve evime gidecek gücüm yoktu ama onun yerine belediye binasının yanındaki arkadaşımın yanına gittim. Onun evinde kardeşimin sağ salim olduğunu öğrendim ama canımdan endişe ederek arkadaşlarımızla beni aramaya gitti. Gitmeden önce arkadaşıma geldi ve neler olduğunu ve birçok kişinin öldüğünü anlattı.
Daha sonra, kurbanların en küçüğü olarak 3 yaşındaki bir erkek çocuk da dahil olmak üzere 75 gencin hayatını kaybettiğini öğreniyoruz. Ertesi sabah eve varmayı başardık. Annemiz bizi kapıda bekliyordu, yarı canlı canımızdan korkarak. Altı ay sonra şehre gidemedim, sadece üniversite tesislerine ve geri döndüm (ve trajedi gününde hazırladığım sınavı geçtim). Aynı sokaktan ve Kapija’dan (kapıdan) geçebilmem 10 yılımı aldı. Keşke bu bir daha kimsenin başına gelmese!
‘Kapija’da olanlar benim nadiren bahsettiğim bir şey ama unutulmasını istemediğim için hala konuşuyorum, çünkü bu korkunç olayın tanıkları olan, sağ ve bilinçli birkaç kişi kaldık. Tüm bu masum kurbanlar yüzünden bu olay unutulmamalı. Gerçek yüzünden unutulmamalı ve gerçek, bu kötülüğün bir daha olmasına asla izin veremeyeceğimiz doğru yola götürebilecek tek şeydir. Bu yüzden barışın, sevginin ve farklılıklara saygının hakim olacağı bir dünya konuşalım, tüm dünya duysun diyorum.
Saygılarımla,
Vildana Huremović
Tuzla